7 Ekim’den bu yana tedrici biçimde artan İsrail şiddetine yönelik Batılı devletlerin koşulsuz desteği üzerine çok konuşuldu. Biz de bu sayfalarda bu desteğin askeri, finansal ve medyatik bağlamına ilişkin farklı dönemlerde yazılar kaleme aldık. Son günlerde İsrail’e yönelik artan uluslararası baskı ve Türkiye gibi devletlerin de ticari ambargo seçeneklerini devreye sokması, çözüm alınması noktasındaki umutları artırdı. Son olarak ateşkesin kabul edildiği bilgisi ile şiddetin bir süreliğine de olsa duracağı ve yeni çözüm yolları üzerine müzakere edileceği ilan edildi. Fakat Netanyahu ve savaş kabinesinin savaşı sürdürme noktasındaki kararlı tutumu, Refah üzerinden yeni bir dalga yarattı ve Gazze’deki dramı bir üst seviyeye taşıdı.
Bu süre içerisinde boykot ve ticari ambargonun yanı sıra diplomatik ağlar üzerinden de İsrail’e yönelik bütün enstrümanları kullanan Türkiye’nin çabası bölge ülkelerinin benzer girişimleri söz konusu olduğunda bir karşılık üretecektir. Bu nedenle Türkiye’nin, özellikle İslam İşbirliği Teşkilatındaki tutumu ve Müslüman ülkelere yönelik çağrısı anlamlı. Diğer yandan Türkiye, Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanına taşıdığı dava ile ilgili müdahil olma seçeneğini devreye sokmakta ve İsrail’i kararından vazgeçirecek bütün seçeneklerini masada tutmaktadır.
ABD’nin, özgürlüğün bir türevi olan basın özgürlüğü noktasındaki tutumu da İsrail lehine askıya alınmakta ve İsrail söz konusu olduğunda hem konvansiyonel hem de dijital medyaya yönelik ciddi baskılar söz konusu olmaktadır. Öteden bu yana İsrail lobisinin etkili olduğu konvansiyonel medyanın Filistin konusundaki oto sansürünün yanı sıra dijital şirketlerle geliştirilen arka kapı pazarlıkları, İsrail şiddetini artıran bir boyuta taşınmaktadır. Son olarak Temsilciler Meclisi ve Senato kararının ardından TikTok’un karşılaşması muhtemel son, ByteDance’in Çinli Komünistlerinin etkisi veya yönlendirmesi altında TikTok’u kullanabileceği yönünde uzun süredir devam eden endişenin ötesinde bir karar anlamına geliyor hiç kuşkusuz. Çin hükümetinin propagandası ve seçimlere yönelik olası etkisi üzerinden hedef alındığı iddia edilen TikTok’un, ABD’de başka bir işlevi de var zira. Hatırlayacak olursak Biden hükümetinin İsrail’e yönelik desteğinin en fazla eleştirildiği yerlerden birisi TikTok. Bunun yanı sıra ABD’deki protestoların daha fazla etkili olmasında ve ABD’lilerin seslerinin daha fazla duyurulabileceği önemli bir mecra idi. Özellikle son dönemde İsrail protestoları açısından etkili bir mecra olan TikTok, İsrail hükümeti tarafından da hedef alınmıştı. Benzer biçimde ABD Dışişleri Bakanı Blinken da katıldığı bir programda aslında TikTok’un İsrail ve Biden hükümeti açısından nasıl bir tehdit olduğu iddiasını savunmuş ve mecranın İsrail karşıtlığını beslediğini iddia etmiştir.